27 Şubat 2017 Pazartesi

yalnız bir karışıklık hali

çocukluğumdan beri dilimin ucunda olan şeyler vardı hep ; korktum söyleyemedim dayak yeme korkusuyla bazen , ya da geçici hafıza kaybına maruz kaldım , bilirsiniz yaşadığımız coğrafyada dayak insanların gitmek için çabaladığı yerden çıkmadır ve hafıza kayıplarına gelirsek dün'ünü unutmuş milletin evlatları olmanın gereklilikleri madde:1

şimdilerde piç gibi bıraktığım bu yere sığınmamın sebebi suriyelilerin de gelmesi ile artan nüfusun içinde yalnız kalışım ve sebebini bilmeden gün geçtikçe vergi dilimi edasıyla artan kaçış isteğim ; sahi Turgut Özal da yalnız kalmış mıdır ? ya da bu yalnızlık hali sadece O'na mı mahsustur diye kendime sorduğum sorulara kendim bile bir cevap bulamazken buldum kendimi ince belli'ye sıkıca sarılmış halde haa ince belli demişken çay'ı pek sevmem ama yanlış anlamayın çapkınlık Ayhan Işık'tan sonra kimseye yakışmadı bu alemde...

 içinde bulunduğum şehirde ormanları betona çeviren büyücüler olduğundan yeşili unuttuğumu anladım bunları yazarken ve dilimin ucuna gelenleri söylesem kırk fırın sopa da yesemem giremem dedim o yere

 söylesenize ruhuma estetik yaptırsam azrail gene de tanır mı beni ?