tag:blogger.com,1999:blog-90792490877720465942024-02-20T01:08:30.371-08:00asil deli'nin notları...Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.comBlogger28125tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-29012755942858792912018-09-11T04:47:00.005-07:002018-09-11T04:50:40.814-07:00toprağın özlemitoprağı öğret bana , bıkma ama<br />
geç anlarsam kızma,<br />
şaşırma da öyle<br />
ve yavaş davranırsam söylenme sesli sesli<br />
güç olmasın de bana ; yüreklendir biraz<br />
<br />
çünkü unuttum ben baba...<br />
cesur olmak terketti beni yakın bir vakit<br />
ve korkularım<br />
korkularım artık benden,<br />
ruhum ve bedenimden büyük<br />
sonra heryer çıkmaz sokak<br />
<br />
dedim ya toprağı öğret bana<br />
hani ilk yaratıldığımız dedikleri<br />
ve bıkma nolur<br />
kendimden bir ben nasıl yaparım<br />
öğret bana<br />
hani çocukluğumda öğrettiğin kulaç<br />
ve ağız şapırdatmadan yemek gibi , kızmadan<br />
<br />
zaman dar senin doğduğun yerin sokakları gibi<br />
ama hani dedim ya<br />
güç olmasın de bana ; yüreklendir biraz<br />
bana toprak olmayı öğret baba...<br />
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-15036998645520689492018-02-12T02:16:00.001-08:002018-02-12T02:16:40.480-08:00Maviye çalan katil Ağzı var dili yok , gözünden anlıyorsun desem<br />
-değil !<br />
Ve suskunluk bir hastalık gibi sarmış bacayı<br />
ateş , ilk insanlarınkinden hallice ;<br />
yıl ikibin bilmem kaç gene sevgili , hani senin dediğin gibi<br />
<br />
Göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş fukaralığımız<br />
Sevgiye aç, bir tebessüme hasret,ve it gibi de olsan kar etmez, özlem<br />
Özlem ki hatrımda kahverengi sıra siyah önlük<br />
Aşkların en güzeli<br />
Ahmed Arif'in sesi<br />
'maviye çalar gözlerin' ben çoktan kayıp<br />
gözlerimin gördüğü gibi saklasam, yapamam<br />
çünkü Bencilliğim ilk cinayetim<br />
<br />
Ellerime bulaşan kahkahalar hala taze<br />
doğduğum toprakların kuraklığından gayrı<br />
denizi ilk görüşümde kırılmam, savrulmam<br />
Dört bir yana<br />
Ve kendi cinayetim<br />
çünkü her yan sevgilim<br />
Her yan apansız gözlerin ...Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-5620024766848758842018-01-29T05:41:00.000-08:002018-01-30T23:41:55.962-08:0094'ün Eylül'üklimalı arabalara gücümüzün yetmediği yıllardı o zaman ,<br />
<div>
abimle aynı odayı kullanıp salondaki koltuklarda uyuduğumuz , tabi misafirler gittikten sonra</div>
<div>
ve tatil için babamın haydi gidiyoruz demesini bekleyişler</div>
<div>
<br /></div>
<div>
sonrası ; kavurucu ağustosun ertesi </div>
<div>
10. doğum günüm , üflediğim ilk mum</div>
<div>
hani Yıldız'ın ilk çıktığı o yaz , çocuk aklımla aşık oluşum</div>
<div>
o dur ki walkman alıcam diye okul sonrası çalışmam</div>
<div>
ve dönüp dönüp tekrar dinlemem sonra tekrar ;</div>
<div>
<br /></div>
<div>
''açılır sonsuz kere yoluna güllerim</div>
<div>
koparıp atsan da solmaz gönlüm nafile ...'' Yıldız'ın sesi ...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
çok uzak değil 94'ün Eylül'ü oysaki</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-9816380506044302172018-01-18T10:16:00.001-08:002018-01-18T10:16:25.879-08:00yoksa , geçmiş mi gelecek ?<br />
her saniye geçmişe eklenen bir zaman dilimiyse eğer , sanırım ''eskiden çok mutluyduk'' demek hiç eskimeyecek dilimizde..<br />
ben de öyleydim , tabi benimkisi bir saniye öncesi değil , delorean'ı düşünmeye de gerek yok ama mutluydum evet<br />
<br />
kafamın içinde sürekli dönüp duran bu soruların hiç bir cevabı yok , ya da var ama ben hiç ulaşamayacağım bir şeye mundar demekle meşgulüm..bilmiyorum<br />
bazen pişmanlık duyuyorum,kararlarımı sorgularken buluyorum kendimi istanbulu izlerken,bu şehir diyorum , bu şehirde yaşayan herkes istanbula benziyor. asgari ücretle çalışırken Fatih'in arka sokakları , iş çıkışı telefonu eline alınca boğaza nazır ... öyle ya eşit olunabilen tek şey objeler artık<br />
<br />
kaldığım yerden devam ediyorum halen istanbulu izliyorum , mevsime inat kar yağmamış daha yağmur da 3.lig takımı tribünü gibi ha var ha yok .. her şey yarım , şehir uyur uyanık , kediler mart'ı beklemeden aceleci ,sokaklar köprüye inat karanlık ve ben kafamdakilerin hepsine cevapsız bu satırları okuyanlara cinayetime giden sürecin ipuçlarını yazıyorum , ruhum bedenime hapis özgür bırakmak ölümüme sebep ve dilime bir türkü takılıyor eskilerden ...<br />
<br />
nice sultanları tahttan indirdi / nicesinin gül benzini soldurdu / nicesini dönmez yola gönderdi...<br />
<br />
bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm...<br />
<br />
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-32403010202811895272017-02-27T04:42:00.002-08:002017-02-27T04:43:16.307-08:00yalnız bir karışıklık haliçocukluğumdan beri dilimin ucunda olan şeyler vardı hep ; korktum söyleyemedim dayak yeme korkusuyla bazen , ya da geçici hafıza kaybına maruz kaldım , bilirsiniz yaşadığımız coğrafyada dayak insanların gitmek için çabaladığı yerden çıkmadır ve hafıza kayıplarına gelirsek dün'ünü unutmuş milletin evlatları olmanın gereklilikleri madde:1<br />
<br />
şimdilerde piç gibi bıraktığım bu yere sığınmamın sebebi suriyelilerin de gelmesi ile artan nüfusun içinde yalnız kalışım ve sebebini bilmeden gün geçtikçe vergi dilimi edasıyla artan kaçış isteğim ; sahi Turgut Özal da yalnız kalmış mıdır ? ya da bu yalnızlık hali sadece O'na mı mahsustur diye kendime sorduğum sorulara kendim bile bir cevap bulamazken buldum kendimi ince belli'ye sıkıca sarılmış halde haa ince belli demişken çay'ı pek sevmem ama yanlış anlamayın çapkınlık Ayhan Işık'tan sonra kimseye yakışmadı bu alemde...<br />
<br />
içinde bulunduğum şehirde ormanları betona çeviren büyücüler olduğundan yeşili unuttuğumu anladım bunları yazarken ve dilimin ucuna gelenleri söylesem kırk fırın sopa da yesemem giremem dedim o yere<br />
<br />
söylesenize ruhuma estetik yaptırsam azrail gene de tanır mı beni ?<br />
<br />
<br />
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-74287094368663867682014-02-16T13:03:00.000-08:002014-02-16T13:03:41.390-08:00 hikayesi olmayan birine aşık olmak... tuzsuz bir yemek,mezesiz rakı masası gibiydi,keyifsiz bir filmdi belkide.yaşadığım hikayeler ve başıma gelenler bir yana dilimde bi çok hikaye saklar dururdum ya çok severdin sen,hala da seversin bilirim,hikayeden çok beni seversin hem.kendinden çok ben,öyle alıştırmışsın ki üstelik buna, bilmeden bencillik sarmış ruhumu şimdi mezesi olan rakı masasında anlıyorum bunu bir başıma fotoğrafına bakıp sessiz ve sensiz yudumlarken bu mucizeyi..miladını doldurmuş bi hayata sahip olduğumu düşündüğüm zaman dilimlerinden çok çok sonraları tanışmıştık ama ben hep sisteme kurban olmuş ruhumu huzura erdirmek hayalindeydim belki de halen öyle bir hayale sahibim bilmiyorum.bildiklerimden de uzaklaşıyorum bu günlerde ; dedim ya beni kendinden çok sevmen bencil yaptı beni bunu şimdi anlıyorum ve üstelik 2. dubleye daha yeni başladım ; hep değil arada yapıyorum bunu ; bi büyüğe danışmak diyor kimileri.<br />
<br />
farklı iki ruha sahip olduğumuzu bizi yaratan öncelikli olmak üzere başta sen,ben ve şahitler huzurunda bir kez daha söylüyorum ki ; farklılıklardır bizi bir arada tutan.kafam gelgitlere kurban ediliyor hergün onlarca kez ama görüyorum ki beklentilerinin aksine bir yola doğru sürüklenmekteyim ve hiç beklemedğin anlarda bana göre çok acayip şeyler yapan ben ; bazen yok oluyorum,olamıyorum...varoluşlarım hiçbirini telafi etmez mi diye düşünüyorum;düşünmekle olmaz diyosun yaşatıyosun gerçeği ; her daim sevmek yeter di hani diyorum kendime ama hep söylenmelerim kendi kendime... beklentilerinin karşılığını boşa çıkardığım için .....<br />
<br />
son satırlarım bunlar işte sevilesi kadın,ben hariç herkesin yanında olmak için çabaladığı kadın,kalbimde olan kadın ve bir tek benim zamanında yanıbaşında olamadığım kadın...Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-35457202709397356552014-02-16T12:58:00.003-08:002014-02-16T12:58:59.897-08:00bir insana göre az ama kelebeğe göre tahmini imkansız zamandan sonra yazayım dedim yeniden , ve daha yazarken ilk satırı ; hislerimizi kelebek ömrü gibi yaşadığımız geldi aklıma , anlık öfkelerin anlık coşkuların ve anlık mutlulukların kurbanı edildiğimizin resmine bakıyorum şu an ; tek bir şehit haberi geldiğinde galeyana gelip sayfa sayfa yazılar yazanlara,diğer tarafta '20 terörist etkisiz hale getirildi' haberinden sonra oh çekenlere , bazen milli maçlar da dahi sırf zıt fikirde diye rakip takımı övenlere , kanla beslenmesine rağmen barış diyenlere .. bakıyorum ve sadece bakmakla kalıyorum..başka diyarda başka bir zamanda bir papazın dediğini ters anlamışgillerden olduğumu anlıyorum 'kişi bişeyleri değiştirme hayalini kuruyorsa önce kendinden başlamalı' lafına inat bencillikten kendine toz kondurmayan,bana dokunmayan yılan sittin sene yaşasıncılardan olmaya itildiğimizi anlıyorum ve sonra bir kez daha geride kalan satırlara bakıyorum ki gördüğüm biraz kaos biraz isyan.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-71498628279957172702012-11-23T06:52:00.003-08:002012-11-23T06:53:08.558-08:00beden ölür peki ya iz ?<br />
<div style="margin-bottom: 0in;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=9079249087772046594" name="_GoBack"></a>20 li yaşlarında
yağız delikanlıydık bi zamanlar.kızlar bacımızdı devrimden
öte diyarda...ve aşk saklı acımızdı bastırılmış emperyalist
duygularımızda.içimize atıyorduk olabildiğine dürtülerimizi-
serenad yerine slogan vardı dilimizde ,elimizde bir tutam saç
yerine marx-kapital ...ölümüne sevmek şimdiki zamanda tek bir
bedene endeksli iken biz di’li geçmişte halkımıza sevdamızdan
feda ettik canımızı...anarşist idik faşizan ruhlu sam amca
kuklalarının gözünde , binlercemiz mevzilerinde omuz verdiğimiz
memleketin ‘askısı’ ile tanıştı yüzlercemiz gibi yüksek
gerilime kapılmadan önce ve onlarcamız elde mavzer boynumuzda darağacı ; katledildik- ama en büyük aşkımızdan dönmedik
..yıllar geçti mezarlarımıza kan gülleri taktılar ama biz hiç
ölmedik ...</span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-5168389001242515102012-10-11T10:22:00.000-07:002012-10-11T10:40:46.126-07:00günden güne görünenler kılavuzu ve bi tutam umutsuz gelecek..kaos vardı ortalık diyarda , tepedekiler keyiflerinden ödün vermezken diptekiler yenilmişliğin alışkanlığın esiri idi ; söylenen sözleri haksız çıkarmamak için ezilmiyorlardı ; filler tepişir çimenler ezilir'den bi haberdiler çünkü.hayvancılığın köylerden kente taşınması da onlar sayesinde oluyordu çünkü göz göre göre koyunlaşıyorlardı oysaki teknolojik gelişimin insanları robotlaştırdığı günümüzde biz ne açıdan modernleşebildik ki diye düşünmüyordu kimsecikler,kötüleştikçe bulanıklaşıyordu geleceğe dair hayallerimiz,biz yurtta sulh'un mücadelesini yıllar sonra tartışırken cihanda sulh'un çatırdadığını gördükçe de iyice gömüyorduk o masum hayallerimizi üstelik namazsız niyazsız ; baştakiler yüzünden...Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-31551911301974023172012-10-01T09:57:00.000-07:002012-10-01T09:59:31.610-07:0010'un ardından ...Efsaneler ölmez şekil değiştirir'i ilk duyduğumdan beridir girdiğim her dükkanda efsane kostümü aradım durdum ben oysa ki unutulmazlar arasına girmek demek sonunda mutlaka çile demekmiş efsane olmak demek bi yerde sevdiğini bırakmak demekmiş..efsane olmak demek doğduğun topraklar yerine doyduğun topraklardan ayrılırken acı çekmek demekmiş...tüm bu öğrendiklerimizin yanında efsane demek Alex De Souza demekmiş...hüznümün tarifi yok gönlüm gidişine hiç razı değil be doktor keşke sen kalsaydın ben bir ömür sürgün hayatı yaşardım...Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-73076369599796340632012-07-28T05:47:00.001-07:002012-07-28T05:47:50.296-07:00uyur uyanık..uykusuz gecelerimin sebebi senin rüyalarında uyanık oluşumdandır belki,belki de kabuslarla ciddi düşünmeliyim artık senden sonra.. öyle ki gittiğinden beri tek yapabildiğim sıçrayarak uyanmak sevgili...ha yeri gelmişken anca rüyanda görürsün dediklerin kabuslarıma yenildiler..böyle dramatikleşmek zorundamıydı diye düşünüyorsundur belki dünyanın herhangi bir toprak parçasında ve ağız dolusu küfrediyorsundur aklına gelen bir şarkıda gecenin körü ve yıldızlar,yıldızlar alabildiğine kaplamıştır göğü..Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-91282642017291443542012-07-25T14:46:00.001-07:002012-07-25T14:47:43.311-07:00asker iken karalanan..Zaman aşımına mı uğramıştı yaralarımız , yoksa tartısı mı bozulmuştu ruhumuzun,insanlığımızı zulada bırakmamız nedendi ? ve göz göre göre neden kaybediyorduk ortaya ömrümüzü koyduğumuz bahislerde...Sebebini bilmek'di ağır olan böyle sikik zamanlarda ; oysa hiç kol saatimiz olmamıştı bizim , akreple yelkovan'a hasretlik yaşardık ve zamanı gece bile gölgemizden anlardık ; ha beş dakika fazla ha on dakika az ne farkeder...<br />
Yıllara meydan okurken günlerin esiri olmak kaderimizin adıydı piç doğmuş şimdiki halimizin,biz böyle sanmıyorduk hayatı ama sanrılardan ibaret olana inananlar halisünasyon görüyordu,olsun biz aynaya baktığımızda ruhumuza kördükAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-35638379125346242722012-07-21T06:37:00.000-07:002018-01-30T23:59:38.986-08:00terkediş...<br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">faili meçhul olanın faili benim şimdi,</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">müebbetlere göğüs gererim de bi senin terkedişin darağacından çok acıtır </span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">canımı..</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">işkencelere dayanırım,</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">çözülmem filistinin askısında,</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">falakaya yatsam akmaz kanım ve elektrik de verseler ruhuma konuşturamazlar, </span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">aşklık grevine başlarım durduramazlar slogan atarım susturamazlar ama dedim ya </span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">hepsine göğüs gererim de bi senin terkedişin acıtır </span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">canımı..</span>.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-83160436103414642582012-06-14T11:34:00.002-07:002012-06-14T11:34:57.054-07:00karmakarışık düşünceler kumpanyası<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><i>askerdim ben yılın ilk karını gördüğümde,otogardan beni vatani göreve yollayanların gözlerindeki ışık benimkinin yanında büyük patlama'yı andırıyordu, hani 'güneş dünyamıza yüzyılın en yakın mesafesinde' die tabir edilenden daha parlaktı o bakışlar.Bense saçlarım 6 yıldan sonra ; öncesinde de hiç olmadığı kadar kısa ve john doe'yu andıran bir suratla otobüsün canımdan bana el sallayanlara bakar haldeydim...28 yıl boyunca ( 6 yaşıma kadar olan kısmı saymazsak ) dolu dolu ve yoğun geçmiş olan ( ve dante'ye göre yolun yarısına 7 yıl kalan) ömrümün 6 aylık kısmına mecburi hizmet'in en sancılısı olan Er statüsünde devam edecektim...güldüren ve sinirlendiren hatta hüzünlendiren anılar biriktirdim,74 cm kar'ın içinde 7-8 km yol yürüdüm bir gece,ertesi gündüz hücumbotun başında nöbet bekledim..sivil hayattan ve gerçek hayattan kopukluk da tüm bu eziyetlerin ortasından sığınacak tek şeyin ankesörlü telefon olduğunu öğrenmekle katmerlendi..sıkı dostlar edinmişken hayatım boyunca belki de asla göremeyeceğim kaypaklığın üniformalı halini gördüm hergün ve tek bir gün gülümseyebildim iki dakika sonra surat asmadan(17 Mayıs)..Fenerbahçeli olmanın her maç günü küfürlere mecburen seyirci kalmak demek olduğunu anladığımda 2-1 lik arena galibiyetine bile sevinememiştim,' bu da şike gene şike' lafları 12-4 nöbeti bitene dek sürmüştü ve sabah uyanma kavramı da olmadığından günümüz gecelerimiz ve haftalarımız yemek sırasında Fenerbahçeli olduğumu bilenlerin yaptıkları şuursuzluklar ile geçip gitti...ts-bjk maçında birbirine çatallarla saldıran iki üst devrenin 14 günlük disko maceralarından sonra(bilmeyenler için Disko ; DJ Erbaş'ın sahne aldığı yer) edilen küfürlere duyarsız olmak mecburiyet içinde mecburiyetin ta kendisiydi çünkü 17 mayıs'a 1 saat dahi eklenmesi demek ölmekten beterdi...gelirken yanımızda durmayanlar dönerken olurlarmı diye düşünmemeyi de öğrenmiştik tabur çalınma öncesi gezintilerde,aslolan hakikatle bize bağlı olanlar ve hatalarımız olsa da sevgisi daha ağır basanlardı ;kuzum'du,tunc'um du umut'um du...hatasız kul olmaz'ı söyleyeli yıllar olmuş Orhan baba bile tanımadan anlardı hislerimizi ama bazımız cami avlusu kaderligillerden beterdi o zamanlar.göz göre göre yıllara meydan okurken günlerin esiri olmuştuk askeri lugatta ; yüzellibeş günün özeti bu cümlede saklıydı işte...</i></span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><i><br /></i></span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><i> ve şimdi 17 mayıs tan neredeyse 1 ay sonra ben bu sefer yılın ilk kavurucu sıcağını görüyorum,vatani görev kostümünü ufaktan üzerimden çıkarırken alışmaya çalıştığım hayatta bocalasam da henüz teslim olmuş değilim bu olayın araf'ına,şaşırmam gereken şeylerin olması bir yana sanki olacakları önceden biliyor gibi oluyorum ; bir sabah Aziz Başkan'ın muhteşem savunmasını an be an takip ediyorum ama biliyorum ki Themis'i utandırması bile boşa..sonra başçığırtkan'ın kendisi 9 doğurma'yı bile yaşamamış olan o efendinin kürtaj yaygarasını dinliyorum ; acaba gene kuliste neler oluyor diyor bu muhteşem(!) zihinsel şovu izleyip alkışlayan onlarca sürü'ye inat ben fesat(!)lığımdan illa arkada dönen dolaplara bakıyorum lunaparkla alakası olmadan...memur onlarca eşim dostumun isyanlarına şahit oluyorum ama içimden 'mücadele sürmeli ama nah alınır o zam' dediğim an bir okuyorum ki dubai'ye yeni atanan bir devlet görevlisine OnDörtBin dolar maaş !</i></span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><i><br /></i></span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><i>zaman geçiyor hergün yeni akıl oyunlar'ı (john nash halt etsin) ile güne başlıyor ve her gün ancak sosyal ağlardaki ufak tefek karşıt görüşler i görüyor ve hepsine içimden ; klavye başında muhalefet yapmak yerine takım tutsaydınız hatta sırf bu olaya isyan için Fenerbahçeli olsaydınız diyorum..Ben askerde iken yaşadıklarımdan ve zulme karşı yapılmak istenene karşı duruşumuzdan ötürü Fenerbahçeliliğimle gurur duyuyorum..cihan kırmızıgül'ü kilometrelerce uzaktan düşünüyor,berna ve ferhat'a üzülürken hala ve hala sendrom'un stockholm versiyonuna tutulmuş caa'nım milletiNi gördükçe içimden ağız dolusu sövüyorum....</i></span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><i><br /></i></span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><i>belki karman çorman olan fikirlerimi birleştirmeye çalışsam en baba puzzle; parçalarından utanır diyerek affına sığınıyorum bu yazılanları okuyacak olan herkesin... saygılar</i></span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-40034399277374159652012-03-17T03:31:00.000-07:002012-03-17T03:31:29.115-07:00üvey bir yangınSigara içmenin cezası 69 liraydı meskun mahalde ama diri diri insanları yakmanın ödülü beraat oldu bu günlerde,ve ben ortalığın cayır cayır olduğu anlarda kaybettim insanlığımın iyi yanını , kötülere benzememek isteyişimin önünde hiçbir engel yoktu ama aşk'ın üvey evladı nefret sardı dört yanımı - ne de olsa öksüz kalmıştım... aşk terketti şehri ki insanlıktan yoksun kalan yerde ne işin var diye sorgulansa müebbet yerdi ,biliyordu...kaybeden biz olduk bu savaşı oysaki savaş karşıtı bir özgürlük savaşçısı olmamızdaki ironiyi anlamayanların hunharca işkencelerine katlanmıştık,sonrası...sonrası elimizde kalan mazinin ucu yanmış fotoğrafları bile değildi artık ; kırık dökük bir çeçevenin içinde yazan bir kaç satır okunuyordu ; <div> uzandım usulca cıgarama</div><div> yanan ömrüme katık...</div><div> ben o gün öldüm gülüm</div><div> bir daha ölmem artık......</div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-72682039181929867832011-11-18T04:09:00.000-08:002011-11-18T04:09:41.354-08:00farklı hayatların sorunlarıbazı süreçler esir eder ruhlarımızı , farklı zamanlarda farklı hikayeler yaşarız kafamızda ya öyle anlardan birindeyim yine...Amerika'da bir kadın gündelik şık kıyafetleri içinde işe giderken aklındaki sorular ve içinden çıkamadığı cevaplar farklıdır Zimbabwe'de bilmem kaçıncı çocuğuna hamile doğum kontrolden bi haber bir deri bir kemik olan kadının aklındakilerden,ve orta doğuda bir adam hergün bombalardan ırak olmayı dileyerek eve yemek götürmeye çalışırken kapılır karamsarlığa.. hiçbirimizin derdi tasası aynı olmasa da hep bi sorunsalın içindedir aklımız..bir umut vardır doğrudur ama her diyarda umut hep belli bir zümrenin kontrolündedir yeşilçam öldüğünden beri...Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-44437208966802753932011-11-09T08:12:00.000-08:002011-11-09T08:12:18.436-08:00başlarken yazılan son<div class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> </span><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal">Kadının gözünde acısına panzehirsiz yüzyılın ihaneti ve adamın dilinde yarattığı hayal kırığının vehameti..sıradan olması gereken herhangi bir Pazar akşamı ,masa üzerinde iki kişilik servis ve mantarı tırbişonda kalmış yarımdan biraz fazla (iş ziyareti sonrası dönüş yolunda alınan)şirincenin güzelim şaraplarından biri,özene bezene yapılan yemekler- kırılan kalbin aksine- soğumaya yüz tutmuş ve tek bir kadeh yer ile yeksan...<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal">‘bana herşey seni hatırlatıyor’ lafının farkındalık eşiği çoktan aşılmış halde çöp kovasını süsleyen anılara bakıyordu kadın,gözyaşları her bir anı ile akıyordu- ardından içkanaması devam eden can ağrılarının dayanılmazlığına boğuldu.dizlerinin üzerinde doğrulamayaşının verdiği kalp ağrısı katlana dursun bi köşede , aniden çalan telefonuna doğru seyirtti...<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal">Duymak istediklerini söylemesi gereken ‘masadaki ikinci servisin sahibi’ telefonun diğer ucunda fısıldıyordu ağlamaklı ve acı dolu bir sesle ; ‘affına sığınmak mülteci yapsa da beni vatansız değilim dedi...hep utançla yaşanmaz Ceyda’m , bir kalbe iki aşk’ı sığdıramadığımda anlamalıymışım di’li geçmiş zamanın kahramanı olmak yetmeliymiş...<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal">Toprağa damlayan ‘kan kırmızı’ (tarifi gereksiz) kolundan akana baktı bi an için rıfat..temmuz ortası sıcağında üşüdüğünü hissetti,hasat mevsimiydi köyünde şimdi’ki yaban,dedesinin bağ evinde ceydaya kahvaltı hazırlayışı geldi hatrına ve gülümsedi bi anlığına miş li geçmiş zamandakinden güzel... <o:p></o:p></div><div class="MsoNormal">Yere kalpaklanan bir beden,elindeki telefonun diğer ucunda yaşaması için tek neden; titreyerek sesi ve ürkek olabildiğne nefesi şöyle dedi ; <o:p></o:p></div><div class="MsoNormal">-birbirimizin herşeyi olamasak da biz tek bişey olabiliriz...rıfat....rıfat bişey de ....<o:p></o:p></div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-30040885946816802252011-11-04T08:13:00.000-07:002011-11-04T08:23:56.465-07:00elma !keşke hiçbir topuk sesine aldanmamış olsaydık... ve hiçbir cilveye kanmamış.zevkler uğruna en az kadınlar da bizim kadar suçlu olmamış olsaydı ve keşke tek bir gece bu kdr cezbedici olmasaydı..maalesef kalp ikinci planda kaldığından beri dünyanın kanunu böyle denilerek akışına bırakınca hayatı, bambaşka bedenlerin yanında uyanır olduk..saçı kaşı gözü değişse de orgazm sonrası değişmedi hislerimiz, ama yasak olan adem'i cennetten kovdurduysa bize bunları yaptırması çok da anormal değildi.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-14290908956355393272011-11-04T07:42:00.000-07:002011-11-04T07:55:30.321-07:00hata..yardım etmezsen kalkamam diye söylenmekten vazgeçeli çok oldu.herhangi bir insanın herhangi bir teveccühüne sırt çevirmeyi alışkanlık edindiğimizden beri yalnız kalmaya mecbur kalışımızı gene kendimiz hazırladık..kalabalıktan kaçtık ama bir dost'a sığınmadık,acizlik olarak görülür diye reddettik bize uzanan elleri ve böyle böyle öldürdük ruhumuzdaki son sevgi kırıntılarını.istemediğimiz şeyler yaşamadık,başından beri biz sebep olduk tüm olanlara ve ne kadar uzağa saklamaya çalışsak da hatırladıkça kanattık yaralarımızı.biz özgür olamadık hiç,hatalarımızın tutsağı kaldık hep ..Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-29383899240562224792011-10-04T11:28:00.000-07:002011-10-04T11:42:59.042-07:00aynadaki kadınmevsimler geçip gitse de değişmeyen yerinde oturuyordu kadın.yaz aylarında minicik eteği yada elbisesiyle renklendirdiği köşe masayı gene kimselere bırakmamıştı;kahverengi yandan fermuarlı deri montu,sırf görsellik uğruna giydiği uzuuun çizmeleri ve 'bu ne perhiz bu ne lahana turşusu' dedirten o incecik-kalçalarının tüm ihtişamını gösteren siyah taytı vardı üzerinde..gelip geçene bakmayı pek tercih etmesede içi içini yerdi kendisine yönelen gözlerin o ruhunu okşayan ifadelerini göremedikce... çok farklı bambaşka bir kadından bahsetmiyorum bence bazılarının aynaya bakması yeterli olur kimbilir okuyup acaba kim diye düşünmeden önceAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-87130372154198103222011-08-19T02:38:00.000-07:002011-08-19T02:40:50.773-07:00farklı<p class="MsoNormal">Aynı olmak zorundamıydı ruhumuz.. başka dünyanın insanlarıyız - klişeden uzak..ama basmakalıp izler taşımalıyız biraz,baştan sona yeniliği kim ister ki..köprüleri yıkmak gerek eskiden kaçış için ama ağladığımızda sığındığımız limanlarda kabotaj ilan edilmedi belliki..özgür denizlerde tutsaklığı bir korsanın elinden tatmamışlardanız yada acı çekmiş bağrıyanıkgillerden ..siz hiç... diye başlayan binlerce soruya verilcek tek bir cevabımız da yoktu ama hayalleriniz neler deseler kelam etmekten biz yorulmazdık,henüz dost sofrasında bir ağırlığımız olmasada kişi başına düşen dost tavsiyesinden payımıza düşene razı olmayı öğrendik..öğrenmenin yaşı yokmuş ya hani aşkın yaşı yoktura benzetip ---her aşkı- chimborozo ötesi<span> </span>lisans almaya çabaladık ömrümüz yettiğince.. ayrı dünyanın insanı olup aynı aşk ı farklı bedenlerle öğrenme isteğinde dünya birincisi olmanın paha biçilemez gururunu yaşamak, bize heraşkın bir sonu var’ı unutturmaz lakin her son yeni bir başlangıca gebedir,düşük yapma ihtimali yok değil ama sezeryanlar bugünler içindir çarenin tükenmediği demokratik çelişkilerde.sahi biz hiç ölü doğmuşmuyduk ?<o:p></o:p></p>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-53135264509045275832011-05-03T05:37:00.000-07:002011-05-03T05:43:33.284-07:00istismar'a dair<h6 style="font-family: times new roman; font-weight: normal;font-family:verdana;" class="uiStreamMessage" ft="{"type":"msg"}"><span class="messageBody" style="font-size:130%;">cinsel istismar suçlularını hadım edince çözüm kökten sağlanacak'a olan inanış sahipleri; tabu olarak gördüğünüz şey yüzünden tacize uğrayan çocuklarımız var bizim...bedenine dokunan ellerin uzandıkları yerlerin farkında olamayan,daha fizyolojik olarak kendini tanımayan o küçücük bedenler sevildiklerini sanırken masumca ; kurban oluyorlar...</span></h6><h6 style="font-family: times new roman; font-weight: normal;font-family:verdana;" class="uiStreamMessage" ft="{"type":"msg"}"><span class="messageBody" style="font-size:130%;">aman kızım ayıp , oğlum sakın ha günah sözcükleri yerine onlara hayatı öğretin çünkü günümüzde hayat sanıldığı kadar masum değil !!!</span></h6>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-86322940765440329382011-04-26T17:54:00.000-07:002011-04-26T18:44:14.449-07:00mecburiyetin.....uzun zaman sonra buraya yazmaya karar verilmesinin sonucunda burdayım.kitabımı şekillendirmeye,kısa filmimi bitirmeye ve bu süreçte bişeyleri yitirmeye uğraşıyordum,döndüm..üzgünüm.zamanlama hatalarından gelmedi olanlar başımıza,mecburiyetin pençesine düştük ; oturttu bizi kucağına,bazısı baktı pejmürde hal ve saçımıza..ama rüzgar değildi dağıtan,iki ucu boklu deyneğin ortasındayız ahali..kimse bilmez ne çektiğimizi,hani gülümseriz ya yüzünüze iyi sanarsınız ama diziler sizi böyle yapmış maşallah her bi boka kanarsınız...31 Aralık 2010 dan beri süregelen ama birikenlerin dışavurumudur bu satırlar... birimiz illet bi hastalığa tutuldu,sonra biri karar aldı,biri kışlaya gitti...niyemi oldu bütün bunlar ; çünkü mecburiyetin orospusu olmak böyle birşeymiş onu anladık !!! şimdi bu da ayıp olur değilmi o nası laf öyle yakıştıramadım gibi ifadelerde buluncaksanız içinizden,kalsın içinizde patlasın (çünkü bu isyanı ' hay allah nası böyle bişey olur,kahretsin,yazık'gibi cümlelerle anlatıcak var ise hakikaten,mevlanadan daha hoşgörülü diyerekten onun türbesini yapsınlar)<br /> dost ağızlardan bi kaç kelam duyalım dedik;söylenen sakız arkası fallarından da vahimdi ;' bu da gelir bu da geçer'... hayatında en az bir kez şehirdışına çıkmış herkesin bilebileceği en meşhur kamyon arkası yazısıdır özünde bu laf ; ama ne demişler çok gezen değil çok okuyan bilir!!!<br /> ve sonra bi dönemler abi(ağabey) olduğumuzu hatırladık;kpss den 60 üstü puan alıp öğretmen olamasak da (yerli malı yurdun malı ithalatın allah belasını versin) hayatı öğretiyoruz diye mutlu olurduk ama sonraları samimiyetin yerini yalakalık aldığını öğrendiğimiz an .. zaten mecburiyet çoktaaaaan bizi oturtmuştu kucağına.mecburen müziğe ara verdik,ve erteleme şansımız olsada mecburen kışlaya girdi birimiz ve evlendi kimimiz(aşk bu mecburiyeti olmaz diyenler;nefretin üvey evladıdır aşk)<br /><br /> ve şimdi bir kez daha mecburiyete kurban verelim kendimizi..susalım istemeyerek; çocukken kimse bana istemediğim bişeyi yaptıramaz derken birşeyi atlamışım ; zamanla yarışırsın ama zamana karışamazsın..iyi geceler...Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-35865772735938766262011-02-10T06:34:00.000-08:002011-02-10T06:52:01.265-08:00pişmanpişmanım geçmişin bi kısmından artık.eski eskide kaldı önümüze bakalım diyerek kendimizi kandırmaya devam etmek yerine;köprüyü yıkmadan yaşamalıyım diyerek söylüyorum ; pişmanım!... şimdi siz bu satırları okurken ilk anda aklınıza direk ; acaba ne yaptı da pişman oldu diye düşünürken durun size ben söyliim ; ben yaptıklarım için değil yapmadıklarım için pişmanım...<br /><br /> anneme bir kez olsun seni seviyorum demediğim için en büyüğünü yaşadım pişmanlığın.hayatın uzunluğunu ben belirlerim diye düşünen bir meczup gibi umarsızca yaşarken o zamanlar,kısacık zamanda tüm benliğimi farkında olmadan emen dost yüzlü yalancılara sittir çekmediğim için de pişmanım tam şu an. bir dakika sonra bu an'ın da geçmiş sınıfına gireceğini bile bile hala ve hala üç maymunu oynamaktan vazgeçmediğim için sanırım anca mezarımda pişman olacağım...af dileyeceğim tek şey; arş'a yükselen ruhum olacak ve zaten o da bi gün geçmişte kalacak...Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9079249087772046594.post-18129732589117217532011-02-08T07:37:00.000-08:002011-02-08T07:38:55.352-08:00nüfus-u aşkbüyük şehirlerin aşkları küçük olur diye yüzölçümü kategoriye girmeyen diyarda sevdim seni.. kuş uçmaz kervan geçmez değildi,her bir cana düşen aşkın yüzölçümü ; nüfus patlamasına yenildiAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/03915990085190761103noreply@blogger.com0